Nilüfer’de “Tarım Yılı”, “Gıda Yılı”, “İklim Yılı” gibi temalarla pek çok faaliyet yürüterek, dünya gündemine oturan iklim krizi, gıda krizi gibi konularda farkındalık yaratmaya, üretimi artırmaya ve sağlıklı gıda bilinci yaratmaya çalışan Nilüfer Belediyesi, Milano Kentsel Gıda Politikası Paktı’nın (MUFPP) imzacısı oldu.
Milano Kentsel Gıda Politikası Paktı, şehirlerin sürdürülebilir gıda sistemlerinin geliştirilmesinde ve sağlıklı beslenmeyi yaygınlaştırmasındaki rolünü esas alan ve bu alandaki iyi örnekleri dünya ile paylaşan bir oluşum.
Dünyanın farklı bölgelerinden kentlerin sürdürülebilir kalkınma, gıda israfı ve açlığa karşı aldığı önlemlerin bir kurala bağlandığı Milano Kentsel Gıda Politikası Paktı ile Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşılması hedefleniyor.“Herkes için eşit, ulaşılabilir, sağlıklı gıda” sloganıyla yürüttüğü çalışmalarla uluslararası ölçekte de dikkat çeken Nilüfer Belediyesi, çok ortaklı bir proje olan “Kentsel Gıda Sistemlerinin Yenilikçi Living Lab Uygulamalarına Dönüşümünün Güçlendirilmesi” (FUSILLI) projesine, Türkiye’den katılımı onaylanan tek belediye olmuştu.
Bu alandaki çalışmalarıyla Avrupa Birliği HORIZON 2020 programı kapsamında hibe desteği de alan Nilüfer Belediyesi’nin, Milano Kentsel Gıda Politikası Paktı'na üyeliğinin de onaylandığı açıklandı.
Milano Belediyesi tarafından 2015 yılında başlatılan Milano Kentsel Gıda Politikası Paktı'nı imzalayan yerel yönetimler, 7 maddelik taahhütte bulunuyor ve 37 maddelik Kentsel Gıda Politikası Çerçevesi’nde bunu yapacaklarını beyan ediyorlar.
Bütün bu projelerin, şehirlerin sürdürülebilirliğini artırmayı hedeflediğini belirten Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “Milano Kentsel Gıda Politikası Paktı'nın imzacısı olarak; Nilüfer’de sürdürülebilir gıda sistemleri geliştirmek için çalışacağımızı, sağlıklı gıda politikaları geliştireceğimizi, gıda tedariki ve dağıtımı, eşitlik, gıda üretimi, eğitim, gıda güvenliği, atık azaltma ve israfın önlenmesi yönünde projeler geliştireceğimizi beyan etmiş olduk. Bunlar zaten bizim de önemsediğimiz ve çalışma planımızda olan konular. Birleşmiş Milletler’in küresel açlık raporuna göre dünya nüfusunun yüzde 10’u açlık sorunu yaşıyor. Açlık çekenlerin sayısının son bir yılda 46 milyon artığı ifade ediliyor. Bu korkunç bir durum. 149 milyon çocuk yetersiz beslenme yüzünden büyüme geriliği sorunu yaşıyor. Yaşanan pandemi ve savaşların gıdaya erişimi nasıl etkilediğini hep birlikte yaşayarak gördük.
Küresel gıda fiyatları arttı, gıda zincirlerinde kopmalar olunca gıdaya erişim zorlaştı. Sonuçta dışa bağımlılığın bizi kıtlıkla yüzyüze bırakabileceğini ve yeniden üretime yönelerek, kendi kendine yetebilen bir ülke olmamız gerektiğini bize hatırlattı. Herkes bunun farkına varmalı ve üretime yönelmeli. Yerel yönetim olarak biz de üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Hem üretimi destekliyor, hem farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Bu çabalarımız artarak devam edecek” dedi.