MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümüne ulaşmanın muazzam kıvancını ve müstesna kıymetini, hak edilmiş bir milli gurur ile idrak ediyoruz” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Bahçeli, mesajında, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümüne ulaşmanın muazzam kıvancını ve müstesna kıymetini hak edilmiş bir milli gurur ile idrak ediyoruz. Aziz Atatürk’ün liderliğinde az zamanda çok büyük işler yapan milli mücadele kuşağı, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’ni tam bir asır evvel cihana ilan ve ilam etmişlerdir.
Cumhuriyet’in kuruluşu ve kurumsal içerik kazanması, aynı zamanda egemenliğin asıl ve asli sahibine aracısız geçişin de miladıdır. Geride kalan 100 yılın dikkatle muhasebesi yapıldığında görülecektir ki, Cumhuriyet hem fikir bazında hem de rejim ve idare şekli bakımından maşeri vicdanda kök salmıştır. Nitekim Cumhuriyet ilke ve hedefleriyle, halkın arzu ve amaçlarını taşıma ve temin etme niteliğiyle zorlu eşikleri aşmış, çetin imtihanlardan geçmiş, bilhassa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle de gücüne güç eklemiştir” dedi.
"Mazlum toplumlar için Türk milletinin geçmişteki kahramanlıkları mutlaka ilham kaynağı olmalıdır"
Türk milletinin bağımsızlık onuruna düşkünlüğünün tarihi bir gerçek olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Milli Mücadele’de gösterilen kahramanlık ve fedakarlık bu tartışılmaz ve tahrip edilemez milli gerçeğin nişanesidir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran milli irade ve şuurun kaynağı tam bağımsızlığa duyulan eşi ve benzeri olmayan tarihsel bağlılıktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin vicdan ve ruhunda mahfuz yaşama cevherini görmesini, bunu gün yüzüne çıkarmasını, müteakiben de kurtuluşun ana fikri haline getirmesini bilmiştir. Cumhurun mücadelesi ve müdahalesiyle Cumhuriyet doğmuştur. Bugün de cumhurla Cumhuriyet kenetlenmiş, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın yol haritası çizilmiştir. Hiç kuşku yoktur ki, Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacak, ilelebet yaşayacak ve yaşatılacaktır. Aziz Atatürk’ün ’en büyük eserim’ dediği Türkiye Cumhuriyeti daha güçlü, daha gelişmiş, daha serpilmiş vaziyette tarihi yolculuğuna devam edecek, önümüzdeki yeni yüzyıla Türkiye’nin mühür vurulacaktır. Hakimiyet milletindir, millet hükümettir, Cumhuriyet yönetimi de demokrasi sistemiyle hür ve müstakil varlığını muhafaza edecektir. Bunun yanı sıra Cumhuriyet, Milli Mücadele’nin taçlanmış, milli gönüllerde taht kurmuş halidir. Meydanlardaki zaferlerimizin ibra ve ifade haysiyetidir. Kısaca söylemek gerekirse, Türkiye Cumhuriyeti Türk milletinin şerefidir. Unutulmamalıdır ki, Cumhuriyetimizin kuruluşu; umutsuzluk, yoksulluk, yılgınlık içinde ve hareketsiz kalmış millet varlığına olan inancın ve atıl duran bu kudretten nasıl bir mücadele yöntemi ile sonuca ulaşılabileceğinin emsalsiz bir örneğidir. Emperyalizmin musallat olduğu, bununla mündemiç toplu cinayet ve mezalimlere maruz kalan gönül ve kültür coğrafyalarımızda yaşayan mazlum toplumlar için Türk milletinin geçmişteki kahramanlıkları mutlaka ilham kaynağı olmalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyet Bayramımızı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünü hayranlıkla ve hürmet duygularımla kutluyor, aziz milletimize ve devletimize ebedi saadetler diliyorum. İlk Cumhurbaşkanımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu yolbaşçısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, muhterem silah ve ülkü arkadaşlarını, kurucu kahramanlarımızın her birisini, aziz şehit ve gazilerimizi minnet ve şükran hislerimle anıyor, Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Sonsuz bağlılık, vazgeçilmez yemin, hiç bitmeyecek azimle Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı hayırlı olsun.”