CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Bunu söylemekten hiç bıkmayacağız, sürekli anlatacağız. Herkesi partimize çağıracağız. Kapılarını ardına kadar açıyoruz. Başı sıkışan, dara düşen gelsin. Çünkü burası hepimizin evidir. Tapusu ne bendedir ne kimsededir. Tapu bir kişiye aittir; Gazi Mustafa Kemal Atatürk.”
-“Türkiye'nin dört bir yanında gidişattan memnun olmayan, yoksullaşmadan bıkan, artan fiyatlardan, kiralardan şikâyet eden, geçinemeyen, zorlanan kim varsa onları Cumhuriyet Halk Partisine destek olmaya, hep birlikte iktidarı değiştirmeye davet ediyoruz.”
-"Vampirler gözü dikmişler, Manavgat'ın kanını emmeye niyetlenmişler. Ey Recep Tayyip Erdoğan, bak Manavgat'tan sana bir şey anlatacağız. Bunu biliyorsan ve susuyorsan suç ortağısın. Bilmiyorsan, hemen durdurmazsan o zaman benim de, Manavgat'ın da, Antalya'nın da iki eli yakanda olacak. Bunu böyle bil."
-“Manavgat Belediyesi, yangınlarda, emin olun devletin ayıbını örttü. 100’den fazla parça parça yer var. Buraları şimdi satıyorlar. Satarken Milli Emlak’tan satsa yüzde 40’ı sizin, Manavgat’a hizmet olarak gelecek paranın yüzde 40’ı. Ama bunu TOKİ’ye devretmişler, yüzde 100’ünü Ankara’ya alıyorlar. Neden? Şükrü Başkan o parayla Manavgat’a hizmet etmesin diye. Paranızı çalıyorlar. Seçimde bunun hesabını sorun AK Parti’den.”
-“Bu yükselen umudu büyütün, yükselen heyecanı büyütün. Herkesi oy kullanmaya, bu sefer iktidara daha önce oy verse de bir sarı kart göstermeye, iktidara geçmişte oy verenlerin de dikkatini çekmeye ve sorunların çözülmesi için sandıkta birleşmeye çağırın.”
-“Biz bu ülkeyi seviyoruz, bu bayrağı seviyoruz. Hep birlikte Atatürk'ün partisini Türkiye Cumhuriyetinde iktidar yapmaya yürüyoruz. Söz veriyoruz.”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Manavgat İlçe Başkanlığı’nı ziyaret etti. Ziyaret öncesi ilçe başkanlığı önünde vatandaşlara ve partililere seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şunları söyledi:
Sayın il başkanım, kıymetli milletvekillerimi, ilçe başkanlarım, büyükşehir belediye başkanım, değerli Manavgat belediye başkanım, her geldiğimde meydanları dolduran, kalbinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi olan güzel Manavgat'ın, güzel insanları; hepiniz hoş geldiniz. Sağ olun, var olun.
Biz, bugün buraya, 130 milletvekilimizle birlikte milletvekili kampı yapmaya geldik. Bugün akşam, Manavgat’ta, partinin seçilmiş bütün milletvekilleri kalacak ve 2 gün boyunca, bundan sonraki süreci, bu süreçte yerel yönetimlerde ne yapacağımızı, bütçe görüşmelerini, Meclis’teki muhalefeti ve ülkedeki sorunlara nasıl etkili, nasıl samimi, nasıl cesaretle, nasıl çözüm odaklı yaklaşacağımızı ve önümüzdeki süreçte hep birlikte nasıl iktidara yürüyeceğimizi Manavgat’ta konuşacağız. Onun için geldik.
Tabi önce Antalya’ya geldik, Antalya’da il başkanlığına uğradık. Şimdi Manavgat’a geldik. Manavgat’ta, ayağımızın tozuyla çalışacağımız, toplanacağımız yere gitmeden nereye geldik? Baba evine geldik. Şimdi bunu söylemekten hiç bıkmayacağız, sürekli anlatacağız. Neyi anlatacağız? Herkesi partimize çağıracağız. Baba evi ne demek? Herkes önce baba evine doğar, büyür, sonra kimi baba evinde kalır, kimi gider. Kimi uzakta ırakta oturur, kimi yakında oturur. Kimi büyüğünü arar, kimi küçüğüne razı olur. Ama sonuçta herkes bilir ki, orada bir baba evi vardır, başım sıkışırsa, zora düşersem, dara gelirsem o baba evinde bana bir yer vardır. Baba evinin çorbası kaynamaktadır, bacası tütmektedir.
Bakın burada arkamda, burada yanımda, sağımda, solumda bu baba evinin çorbasını kaynatanlar, bacası tütsün diye odun taşıyanlar var. Hepinize minnettarım, hepinize. Ama bir gerçek var. “Burası bizim evimiz, kimse gelmesin” diyemeyiz. Kapılarını ardına kadar açıyoruz. Başı sıkışan, dara düşen gelsin. Otellerde alnının terinin karşılığını yazın alıp kışın işsiz kalanlar baba evine gelsin. İşsizler baba evine gelsin. Narenciyesi dalında kalan üretici baba evine gelsin. Manavgat'ın zora düşen muz üreticileri baba evine gelsin. Yoksullar gelsin, öğretmenler gelsin, memurlar, esnaflar gelsin. Çünkü burası hepimizin evidir. Tapusu ne bendedir ne kimsededir. Tapu bir kişiye aittir; Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Dediğimiz şu; elbette biz burada siyaset yapıyoruz ama burasının tapusu ne bende, ne kimsede. Tapunun üstünde bir isim yazıyor o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Demiş ki, “iki büyük eserim var; biri Cumhuriyet, öbürü Cumhuriyet Halk Partisi.” Demiş ki, “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir.” Demek ki Manavgat'ta, Antalya'da, 81 ilde, Türkiye'nin dört bir yanında gidişattan memnun olmayan, yoksullaşmadan bıkan, artan fiyatlardan, kiralardan şikâyet eden, geçinemeyen, zorlanan kim varsa onları Cumhuriyet Halk Partisine destek olmaya, hep birlikte iktidarı değiştirmeye davet ediyoruz.
Şimdi CHP iktidara gelirse Türkiye'yi nasıl yönetecek. Vallahi Şükrü Başkan Manavgat'ı nasıl yönetiyorsa öyle yöneteceğiz. Nasıl yönetiyor? Şükrü Başkandan memnun muyuz? Ben şimdi bir şey demeyeceğim ama ben günü gelince ona bir şey söyleyeceğim. O da beni, sizi kırmayacak inşallah değil mi? Şimdi ben Şükrü Başkanı yıllardır tanırım, takip ederim. İnanılmaz işler yaptı, varıp da size onları anlatacak değilim. Onun en önemli şahitleri sizsiniz. Ama son günlerde böyle Şükrü Başkan bütün Manavgat'la birlikte çok önemli bir mücadele veriyor. Bu mücadelenin sebebi şu. Bakın hangi partiden olursa olsun Manavgat’taki herkesin rahatsız olduğu bir durum var. Vampirler gözü dikmişler, Manavgat'ın kanını emmeye niyetlenmişler. Şimdi Manavgat biliyor da buradan hani o hep diyor ya ey ey diye. Ey Recep Tayyip Erdoğan, bak Manavgat'tan sana bir şey anlatacağız. Bunu biliyorsan ve susuyorsan suç ortağısın. Bilmiyorsan, hemen durdurmazsan o zaman benim de, Manavgat'ın da, Antalya'nın da iki eli yakanda olacak. Bunu böyle bil.
Bakın şimdi Manavgat'ta Ulualan diye bir yer var. Bu 3 bin 600 dönümlük bir alan. Bu alanın Manavgat'ın yararına yazın turistler geliyor, kışın gidiyor ya, oteller çalışmıyor ya, çoğu kapanıyor ya kapanmasın diye Manavgat'ta oraya kış turizmine yönelik, oraya sağlık turizmine, yönelik spor turizmine yönelik Manavgat için bir şeyler yapılması ve o alanın Manavgat'ın da kullanımında kalması gerekiyor. Bunu Şükrü Başkan da, ilçe başkanımız Oytun Başkan da ama MHP’lisi de, AKP’lisi de böyle istiyor doğru mu? Ama iki bakan, Ey Tayyip Erdoğan, senin iki bakanın o alanı allem ediyorlar, kallem ediyorlar aralarında taksim etmek istiyorlar. Önce bir plan yaptılar Turizm Bakanlığı'ndan başvurduk plan iptal oldu. Şimdi planı tekrar kitabına uydurmuşlar yine getirmek istiyorlar. Oraya büyük bir oteli senin iki bakanın, bir tanesi bir önceki, bir tanesi şimdiki iki bakanın aralarında paylaşıp Manavgat'ın kanını emmek istiyorlar. Bak Recep Tayyip Erdoğan, bunu ara sor. AK Parti'nin Manavgat ilçe başkanına sor. Devlet Bey arasın MHP'nin ilçe başkanına sorsun. Manavgat’taki bütün sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, cumhur ittifakına oy veren oda başkanları bu işi biliyorlar. Onlar da bu işe karşılar. Bütün Manavgat karşı. Eğer sen bu talana susarsan demek ki ortaksın. Susma buna engel ol.
Ayrıca yine bütün partilerden Manavgatlılara söylüyorum. Yangınlar oldu, çok emek verdi, Büyükşehir Belediyemiz koştu, komşu belediyeler koştu. Manavgat Belediyesi, yangınlarda, emin olun devletin ayıbını örttü. 100’den fazla parça parça yer var. Buraları şimdi satıyorlar. Satarken Milli Emlak’tan satsa yüzde 40’ı sizin, Manavgat’a hizmet olarak gelecek paranın yüzde 40’ı. Ama bunu TOKİ’ye devretmişler, yüzde 100’ünü Ankara’ya alıyorlar. Neden? Şükrü Başkan o parayla Manavgat’a hizmet etmesin diye. Paranızı çalıyorlar. Seçimde bunun hesabını sorun AK Parti’den.
Şimdi biz buradan sonra bir çalışma toplantısı için arkadaşlarımızla bir araya geleceğiz. Bu çalışmanın sonunda bir yol haritası önümüze çıkacak. Yol haritasının sonu inşallah iktidara çıkacak. Bu hazırlık için bize görevler düşüyor ama hepinize hepimize Türkiye’deki hangi siyasi partiden olursa olsun herkese görev düşüyor.
31 Mart günü yerel seçimler var. Yerel seçimlerde, biz muhalefet olarak Türkiye’de 5 yıl önceki belediyelerimizi aynen korursak, üstüne yeni belediyeler alırsak, oyumuzu artırırsak, moralimizi yükseltirsek Türkiye’de psikolojik iktidar bir kez daha bize geçecek. Oradan aldığımız güçle bu yoksulluğun, bu işsizliğin, bu güvencesizliğin, bu gelecekten endişenin üzerine kararlılıkla gideceğiz ve en sonunda bu ülkedeki mağdurların ve mazlumların, orta direğin, esnafın, çiftçinin, otelde çalışan garsonun, kominin ve bu ülkeyi sırtında taşıyan milyonların sorunlarını çözüp onları iktidara getireceğiz. Bunun için hepinize bir görev düşüyor. Bu yükselen umudu büyütün, yükselen heyecanı büyütün. Herkesi oy kullanmaya, bu sefer iktidara daha önce oy verse de bir sarı kart göstermeye, iktidara geçmişte oy verenlerin de dikkatini çekmeye ve sorunların çözülmesi için sandıkta birleşmeye çağırın. Manavgat 31 Mart’a hep birlikte çalışacak mı?
Bu ülkede herkesin planı var, dünyanın büyük ülkeleri bu ülke üzerinde hesap yapıyorlar. Gelecekte bu ülke üzerinde hayalleri var. Ama bu ülkenin gencecik evlatlarının yurt dışında, dünyanın başka ülkelerinde hayal kurmasına sebep olan bir iktidar var. Niye? Çünkü ülkede baskı var, işsizlik var; hukuk yok ve gençlerin konserlerini iptal ediyorlar, festivallerini iptal ediyorlar, pasaport harçları yüksek. Gencimiz yurtdışına gitmek istiyor imkanları yok. Ama CHP’deki değişimden sonra, her hafta partiye kaydolan on binlerce kişinin yüzde 90’ı 30 yaşın altındaki gençler. Baba evine koşuyorlar, hoş geliyorlar. Kapılar açık gençleri bekliyoruz, kadınları bekliyoruz.
Şimdi buraya bir pankart yapmışlar çok güzel. Ben kurultayda çıktım, mikrofonu aldım dedim ya “birileri uyandı bu sabah” diye. “Manavgat'ta baba ocağının kapısını açtı, birazdan gelirler dedi, çayı demledi, televizyonun başına geçti. Manavgat'ta ocağı tüttürenlere selam olsun” demiştim, selam olsun.
Hepinizi çok seviyoruz. Emeklileri seviyoruz, kadınları seviyoruz gençleri seviyoruz, çocukları seviyoruz. Manavgat'ı, Antalya'yı, Türkiye'yi seviyoruz. Biz bu ülkeyi seviyoruz, bu bayrağı seviyoruz. Hep birlikte Atatürk'ün partisini Türkiye Cumhuriyetinde iktidar yapmaya yürüyoruz. Söz veriyoruz.
Manavgatlılar, Cumhuriyet Halk Partililer ve Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler ayağa kalkmaya bu partiyi iktidara taşımaya var mısınız?